Genel Yaşama Dair

Partner Olarak Mutlu Olmak ve Sevgi Dili

Sektörel dergisinde yayınlanan makale

İnsan sosyal bir varlık olarak sevmek ve sevilmek gereksinimi duyar. Sevmek te sevilmek te bir duygudan çok daha fazlasıdır. Değerli hissetmek, değerli hissettirmek, diğerini olduğu gibi kabul etmek, özen göstermek, takdir etmek, kendini gerçekleştirme isteğine saygı göstermek, önyargısız olmak, bağlılık, tutarlılık, zaman ayırmak gibi eylemlerle kendini gösteren bir varoluş biçimidir. Yani bir anlamda duygu olmakla birlikte bir davranıştır. Bu yüzden seni seviyorum demek güzeldir ama yetmez. Eyleme geçmek ve hissettirmek gerekir.

Bilindiği gibi Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Abraham Maslow tarafından yayınlanmış ve sonrasında geliştirilmiş insan psikolojisine dair bir kuramdır. Maslow gereksinimleri önceliklerine göre kategorize etmiştir; fizyolojik gereksinimler (örneğin yemek, su, nefes alma), güvenlik gereksinimi, ait olma ve sevgi gereksinimi, saygınlık gereksinimi (özgüven, özsaygı, saygı duyulmak), kendini gerçekleştirme gereksinimi. İhtiyaç hiyerarşisinde üçüncü sırada yer alan ‘’sevgi’’ kimi şiirlerde, öykülerde, yazın dünyasında neredeyse ilk sırada yer alan ‘’nefes almak’’ kavramına yakın bir kavram olarak hatta aşkın ötesinde bir kavram olarak değerlendirilir.

Partner ilişkilerinde mutlu olmak istiyoruz. Sevmek ve sevilmek istiyoruz. Sizce sözlerimizle ve eylemlerimizle bu kavramların içini ne kadar doldurabiliyoruz. Bu kavramların içini doldurabilmenin ve bunlara anlam kazandırabilmenin yollarından biri de hem kendimizin hem de partnerimizin sevgi dilini keşfetmektir.

Dr.Gary Chapman ‘’Beş Sevgi Dili’’ adlı kitabında insanların sevgilerini farklı şekillerde ifade ettiklerine vurgu yaparak yıllarca süren çalışmalarından sonra beş ayrı sevgi dili saptadığını belirtiyor. Beş sevgi dilini şöyle sıralıyor; 1- Onaylayıcı kelimeler (bu giysiler içinde  harika görünüyorsun v.b.), 2- Kaliteli zaman (birlikte yürüyüş yapmak, baş başa yenen bir yemek sırasında birbirine bakarak sohbet etmek v.b.),  3- Hediye alma (sevginin görsel sembolüdür), 4- Hizmet eylemleri (yemek pişirmek, sofrayı kurmak, bulaşık yıkamak v.b.), 5- Fiziksel Temas (sarılmak, saçlarını okşamak, el ele tutuşmak, dokunmak v.b.).

Sizce partnerinizin sevgi dili nedir? Bu sevgi dillerinin yalnızca biri değil, birden fazlası çoğumuzu mutlu edebilir. Ancak bizim için öncelikle olanı bizi daha çok mutlu eder ve ilişkimize de katkı sağlar. Peki partnerimizin sevgi dilini nasıl keşfedeceğiz. Sağlıklı, mutlu ve keyifli bir partner ilişkisi için olmazsa olmazlardan, belki de ilk sırada olanı ; duygu ve düşüncelerimizi ifade etmek, istek ve arzularımızı dile getirmek, iletişim içinde kalmaktır. Bu iletişim; iki insanın eşit olduğu, birey olduğu, birinin diğerinden üstün olmadığı bir yaşam felsefesiyle ve göz teması kurarak, önyargısız, suçlamadan, aşağılamadan, uygun sözcüklerle konuşmak, dinlemek ve diğerini gerçekten anlama çabası içinde sürdürülen bir iletişim olmalıdır. Bu iletişim birinin diğerini manipüle etme çabası içinde olmamalıdır. Konuşma sürecinde abartılı yüksek bir ses tonu, hakareti ifade eden sözcükler ya da şiddet gibi.

Yukarıda sözünü ettiğimiz Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Kuramı bir gerçeğe vurgu yapar. Biz insanların gereksinimleri vardır ve bu gereksinimler arasında da bir öncelik sırası vardır. Öncelikle olan karşılandıktan sonra, bir sonraki sağlıklı olarak gerçekleştirilebilir. 

İhtiyaçlar hiyerarşisinde sevgi, saygı ve kendini gerçekleştirme gereksinimlerinden önce fizyolojik (yeme, içme v.b) ve güvenlik (güvende hissetme) gereksinimleri gelmektedir. Gerek toplumsal anlamda gerek bireysel anlamda gerçek bir sevgi ortamının yaratılması ve bireyin kendini gerçekleştirmesi için beslenme, sağlık, eğitim   ve güven içinde yaşama gereksinimlerinin karşılanması önemlidir. Bu da düşünce ve ifade özgürlüğünün olduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kalktığı, kadının da erkeğin de çalışma yaşamında olduğu, insanca çalışma koşullarının sağlandığı, güven ortamının yaratıldığı, insana ve doğaya saygılı bir ekonomik sistemle mümkün olur.

Kaynağı ve yazıyı özgün boyutlarda görüntülemek için tıklayınız.

Doktor hakkında

Op. Dr. Can Pahalı

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Klinik Psikoloji alanında yüksek lisans yaptı. Cinsel Terapi Enstitüsü’nde (CİSED) cinsel terapi eğitimini tamamladı. Hipnoterapi eğitimi aldı. Hatay, İskenderun’daki muayenehanesinde jinekolojik hastalıklarlarla birlikte başta vajinismus olmak üzere cinsel sorunlarla ilgili hastaları da tedavi etmektedir.

Bir yorum yap

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

2 yorum

  • Merhabalar.İlk olarak can hocamızdan eşimle beraber terapi alarak yola başladık.Ne çok eksiğimiz olduğunu bu terapi boyunca görmüş olduk.Bildiğimiz ne çok yanlış varmış.O yanlışlarımızı hep doğruya çevirerek ilerledik.Can hocamızı can kulağıyla dinleyip verdiği bütün ödevleri tek tek yerine getirdik.İlerleyen süreçlerde hem eksiklerimiz giderildi hem de can hocamız sayesinde birsürü bilgi öğrendik.Eşimle aramdaki bağ ve sevgi daha da güçlendi.Önemli olan içten güvenmek ve sabırla ilerlemekmiş onu anladık..

  • Can hocamdan partnerimle beraber terapi aldık aslında vajinismus tedavisi için çıktığımız bu yolda Can hocamdan öğrendiğimiz bilgiler sayesinde ilişkimiz çok ileri boyutlara taşındı birbirimizle kavga etmemeye başladık tartışmalarımız bile daha az sesli daha anlayışla oluyor . Karşılıklı saygı ve sevgimiz güçlendi . Önerdiği kitaplar yazdığı makaleler hepsi bizim için çok önemli bir yere sahip burdan tekrardan Can hocama çok teşekkür ederiz onun sayesinde hem vajinismus problemimi 1 ay gibi bir sürede çözdük hemde partnerimle ilişkim artık çok daha başka 🙂